25 Ağustos 2014 Pazartesi

Lutenitsa Sos - Ajvar Sos (Kahvaltılık Sos - Göçmen Sosu)


3 yıl önce çalıştığım etütteki bir öğretmenimiz getirmişti tatmam için. Kendisi Bulgaristan' lı, oranın en ünlü kahvaltılıklarındanmış meğerse. Anlatmıştı biraz içeriğini. Çok beğenmiştim. Geçen yaz da yengem yapmış kahvaltıda yemeye doyamamıştık :) Dedim ki; hazır kış hazırlıklarına başlamışken bu yıl yapmalı :) Yapmalı da tam bir tarif yok elimde. İnternette bakındım, bir sürü tarif var. Ama tabii ki elimdeki malzemelere göre yapmalıyım. Bende ilk duyduğum şekline benzer şekilde miktarları da ayarlayarak yaptım. Tatmak için ayırmıştım kavanozun bir tanesini. Bu gün açtım lezzette geçer not alınca tadanlardan sıra sizlerle paylaşmaya geldi. Malum kış hazırları var her evde. Belki denemek istersiniz. Kesinlikle tavsiye ederim.. :) İşte tarifim...

Malzemeler:

3 tane patlıcan (közlenecek, ben normal patlıcan kullandım isterseniz bostan patlıcan da kullanabilirsiniz)
7 tane kırmızı kapya biber (közlenecek)
1 kilo domates (az sulu olduğu için armut domates kullandım, yemeklik doğranmış)
4-5 tane kıl acı biber (küçük doğranmış)
1 tane büyük boy kuru soğan (piyaz doğranmış)
7-8 diş sarımsak (ince kıyılmış)
1 kahve fincanı sirke
1 çay bardağı zeytinyağ
1 çorba kaşığı tuz
1 çay kaşığı karabiber

Hazırlanışı:

Genişçe bir tencereye zeytinyağ, soğan ve sarımsakları alalım ve hafif solana kadar çevirelim. Biberleri de ekleyelim, hafif renkleri değişene kadar çevirmeye devam edelim. Domatesleri de ekleyip ocağı biraz kısıp, domateslerin sularını çekmelerini bekleyelim. Bu arada közlediğimiz patlıcan ve biberleri (ben közmatikle ocakta közledim) küçük küçük doğrayalım. Yumuşayıp suyunu çekmeye başlayan domateslere patlıcan ve biberleri de ekleyelim ve karıştıralım. Sirke, tuz ve karabiberi de ekliyelim ve tüm lezzetlerin birbirine karışması için 5 dakika kadar pişirelim.
Tencereyi ocaktan alalım ve hazırladığımız sosu blenderdan geçirelim (pürüzsüz hale getirelim). Tekrar ocağa alalım kısık ateşte 10 dakika daha pişirip; sıcakken kavanozlara paylaştıralım ve kapaklarını sıkıca kapatalım. Kapattığımız kavanozları ters şekilde koyalım ve tamamen soğuyuncaya kadar (mümkünse bir gece) beklemeye bırakalım. Kışlık kahvaltı sosu ''Lutenitsa'' hazır. İsterseniz kahvaltılık olarak ekmeklere sürüp yiyin isterseniz makarnalara sos olarak kullanın. Afiyet olsun...



Püf Noktası:

Bu lezzetli sosun orjinal tarifinde havuç da kullanılıyor. Havuçlar haşlanıp, blenderla ezilme aşamasında sosa ekleniyor. Benim ilk tattığım sos da vardı. Ama ben kullanmadım. Bir farklılık yada eksiklik yaratmadı lezzetinde. Sizler isterseniz ekleyebilirsiniz.
Ayrıca acısı belli olsun isterseniz de acı biber miktarını biraz daha artırabilirsiniz.
Yukarıdaki tarif konserve edilmiş hali ama sos kavanozlanma aşamsına geldiğinde yenmeye de hazır oluyor. Yani hemen de tüketilebilir.
Son olarak; sosu blenderdan geçirip tekrar ocağa aldığınızda mutlaka bir kapak kapatın. Fokurdadıkça biraz ocağı batırabiliyor :)
Diğer kahvaltılık sos tarifim için de burayı  tıklayabilirsiniz...


22 Ağustos 2014 Cuma

Bamya Yemeği (Zeytinyağlı Bamya Yemeği)


Hemen konuya giriyorum ve can alıcı soruyu soruyorum :) Bamya yemeğini sever misiniz?? Tamam itiraf ediyorum :) ben de sevmezdim.. Kayınvalidem sevdirdi bana da yıllar önce. Ama şimdi gerçekten çok severek yiyorum ve yapıyorum. Bu işin sırrı sanırım doğru pişirmede. Bir kez yanlış pişmiş bamya yemeği yerseniz sonrası hüsran. Aşağıda püf noktalarıyla anlattım nasıl yaptığımı. Belki sevmeyenler bir de bu şekilde denersiniz ve beğenirsiniz.. İşte yaz aylarının kadersiz sebzesi bamya yemeğinin ''bence'' tarifi...


Malzemeler:

Yarım kilo bamya
1 kahve fincanı zeytinyağ
1 tane orta boy kuru soğan (yemeklik doğranmış)
2 diş sarımsak (ince kıyılmış)
4 tane orta boy olgun domates (kabukları soyulmuş, yemeklik doğranmış)
1 limon suyu (ekşi ile aranız yoksa yarım limon )

Hazırlanışı:

Ben yemeğimde kullanmak için ''Bornova bamyası'' yada ''mor bamya'' diye bilinen bamyayı tercih ettim. Normal herkesin bildiği yeşil bamya ile de aynı şekilde pişirebilirsiniz.



İlk olarak bamyaları temizlemekle başlayalım. Zaten işin önemli kısmı burası. Önce bamyaları yıkayalım, varsa uç kısmın etrafınaki sakallarını temizleyelim. Süzgüde biraz kurumaya bırakalım. Suyu süzülen bamyaların; uç kısımlarını bıçak yardımıyla çevire çevire huni şeklinde soyalım (temizleyelim). Derin alıp sıvısının çıkmamasına dikkat edelim (yani sümüklenmemesine).

Yemeklik doğranmış soğanı ve sarımsakları yağla birlikte tencereye alalım. Soğanlar diriliklerini kaybettiklerinde domatesleri de ekleyelim ve bir süre daha kavurmaya devam edelim. Domatesler yumuşamaya başladığında temizlediğimiz bamyaları ve limon suyunu da ekleyelim tencereye. Bu aşamadan sonra yemeğe hiç kaşık değdirmeyelim. Tencereyi sallayarak karıştıralım. Bamyalar saramaya başladığında tuzunu, karabiberini ve gerekiyorsa bir çay bardağı suyu ekleyelim (domateslerin bıraktığı suya göre eklenmeyebilir). Yemeği kısık ateşte ara ara tencereyi sallayarak pişmeye bırakalım.15-20 dakika sonra yemeğimiz pişmiş olacaktır. Oda sıcaklığına geldiğinde servis edebiliriz. Afiyet olsun...


Püf Noktası:

Bamya yemeği pişirmenin en önemli noktası ayıklanmasıdır. Mutlaka önce yıkanıp sonra temizlenmelidir. Huni şekli verilirken de derin kesilmemeye dikkat edilmelidir. Bir diğer önemli nokta da karıştırılmamalıdır. Çünkü bamya narin bir sebzedir ve kaşık darbeleri de sümüklenmesine yol açabilir. Bir de küçük önerim var sizlere; eğer bulabilirseniz bamya yemeğini goruk (koruk, olmamış üzüm) ekşisi ile yapın. Çok lezzetli olur.

21 Ağustos 2014 Perşembe

Krem Şantili Poğaça (Mayalı Poğaça)


Bir kaç yıl önce tatmıştım bu güzel poğaçayı ama yapmak bir türlü kısmet olmamıştı. Kulağa değişik geliyor ilk duyulduğunda, krem şanti ve poğaça :) Ama gayet güzel ve lezzetli bir poğaça çıkıyor ortaya. Dün canım kuzenim geldi. Ben de onun için yaptım. İlk kez deneyince (evet risk aldım biraz :) ) önce tadalım lezzet tesitini geçsin sonra sizlerle paylaşayım istedim. Evet kesinlikle denemelisiniz. Aşağıda vereceğim ölçü biraz çok, 65 tane poğaça çıkıyor. Dilerseniz biraz azaltıp yapabilirsiniz yada yapıp pişirdikten sonra dondurucuya kaldırıp; daha sonra kapaklı teflon bir tavada ısıtarak da tüketebilirsiniz. İlk günkü gibi tazeliğini koruyor. Şimdi geçelim tarifimize.. Mutlu ve huzurlu kalın...

Malzemeler:

4 tane yumurta (yumurtalarım küçüktü, 3 tanesinin sarısı dışına kalan kısım hamura)
1 su bardağı ılık su
1,5 su bardağı ılık süt
1 su bardağı sıvı yağ
2 yemek kaşığı margarin veya tereyağ (teremyağ gurme kaymaklı kullandım)
1 paket instant maya (ben yuva maya kullandım)
1 paket kabartma tozu
1 paket toz krem şanti (toz olarak kullanılacak)
1 tatlı kaşığı toz şeker
1 tatlı kaşığı tuz
10 su bardağı un

İç Malzemesi:

400 gr. kadar tulum loru ve 1 su bardağı kaşar peyniri rendesi karışımı
Çeyrek demet maydanoz (ince kıyılmış)

Hazırlanışı:

Yoğurma kabına ilk olarak ılık sütü, mayayı ve şekeri alalım. Elimizle biraz karıştırıp mayanın çözünmesini sağlayalım ve 10 dakika kadar bekletelim. Beklettiğimiz karışıma kalan tüm sıvı malzemeleri ekleyelim ve elimizle karıştırarak homojen bir kıvama getirelim. Sıvı karışıma un haricindeki kuru malzemeleri karıştıralım. Son olarak yavaş yavaş (bardak bardak) unu ekleyerek oldukça yumuşak bir hamur elde edelim. Hamur elimizden kurtulduğunda un eklemeyi bırakalım. Hazırladığımız hamurumuzu en az 1 saat kadar mayalanmaya bırakalım.
Bu arada iç malzemesini hazırlayalım. Ben peynirli hazırladım, siz isterseniz; patatesli yada sadece kaşarlı yada hangi içi tercih ederseniz o şekilde hazırlayabilirsiniz..
Mayalanan hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar kopartıp, avcumuzda açıp iç harçtan koyup, yine avcumuzda yuvarlayarak şekil verelim. Yağlı kağıt serdiğimiz (tepsiye direk koysanız da sıkıntı olmaz, çünkü hamur gayet yağlı) fırın tepsisine diziyoruz. Tüm hamura aynı işlemi uyguluyoruz ve mutlaka 15 dakika kadar da tepside mayalanmaya bırakıyoruz poğaçalarımızı. Son olarak üzerlerine ayırdığımız yumurta sarılarını sürüp; susam, çörekotu yada ayçekirdeği ile süsledikten sonra 180 dereceli sıcak fırında pişmeye bırakıyoruz.
Pişen poğaçalarımızı ilk sıcaklıkları çıktıktan sonra servis edebiliriz. Afiyet olsun... 



Püf Noktası:

Bundan 4-5 yıl öncesine kadar pek mayalı poğaça yapmazdım. Çünkü istediğim gibi lezzetli ve yumuşacık olmazlardı. Anladım ki hamuru gerektiği kadar yumuşak tutmuyormuşum. Sizlere de tavsiyem mümkün olduğunca yumuşak bir hamur yoğurmanız, hamur elinizden kurtulmaya başladığında un eklemeyi bırakın. Bu sebeple yukarıda verdiğim ölçüyü kullanırken (unun markası, yumurtanın büyüklüğü hatta elinizin sıcaklığı bile etkileyebilir) mutlaka unu yavaş yavaş ekleyin. Bir de hamura tam olarak mayalanması için zaman verin.




19 Ağustos 2014 Salı

Meyve Soslu Kakaolu Kek


Farkettim ki ben epeydir kek tarifi yazmamışım.. Eee canlarım beni bir uyarsanız ''Pınar hiç kek yapmıyor musun'' deseniz beni bir harekete geçirseniz :) Şaka bir yana gerçekten uzun zaman olmuş kek tarifi vermeyeli. Bu keki daha önce yapmıştım, resimleri karıştırırken farkettim. Hemen paylaşayım da canlarım da faydalansın bu güzel lezzetten dedim :) Tam da yaz günlerine uygun; meyve soslu ıslak bir kek. Bu günkü çay saatinizde değerlendirin bence.. İşte malzeme listesi....

Malzemeler:

2 tane yumurta
1 su bardağı toz şeker
3/4 su bardağı sıvı yağ
1 su bardağı süt
1,5 su bardağı un
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
1 yemek kaşığı kakao

Keki ıslatmak için 1 su bardağı süt
1 paket orman meyveli sos  (paket üzerindeki tarife göre hazırlanacak)

Hazırlanışı:

İlk olarak yumurtaları ve toz şekeri iyice çırpıyoruz (krema kıvamına gelene kadar). Yumurta ve şeker karışımına yağı ve sütü ekleyip çırpmaya devam ediyoruz. Son olarak kuru malzemeleri (un,vanilya,kabartma tozu ve kakao) de ekleyip çırparak kek hamurumuzu hazır hale getiriyoruz. Yuvarlak borcamı yağlayıp, hamuru tepsiye eşit şekilde yayıyoruz. Önceden ısınmış 175 derece fırında pişiriyoruz.

Pişen kekin ilk sıcaklığı çıkınca (2-3 dakika sonra) dilimleyip, 1 bardak sütle her yerini ıslatıyoruz. Üzerine paketteki tarifle hazırladığımız meyve sosunu (ılık olarak) döküyoruz ve eşit şekilde sürüyoruz. 


Kekimiz oda sıcaklığına geldiğinde servise hazır. Afiyet olsun...


Püf Noktası:

Ben bu keki hep tepside yaptım, ama eğer kalıpta yapmak isterseniz; sütle ıslatma kısmını kalıptayken, meyve sosunu dökme işlemini ise kalıptan çıkartıp servis tabağına alınca yapmanızı tavsiye ederim...

''Ben meyve sos istemiyorum şöyle çikolatalı sos daha hoşuma gider'' derseniz şayet; keki aynı şekilde hazırlayıp sütle ıslatın, ve bu defa çikolata sos dökün...



18 Ağustos 2014 Pazartesi

Yağlı Turşu (Biber turşusu)


Merhaba hanımlar.. :) mutlu haftalar olsun hepimize... Nasılsınız?? Ben mii?? Valla kış hazırlıklarıyla geçiyor günlerim :) Biraz yorucu ama keyifli.. Ben çok seviyorum bu hazırlıkları. Dün epeyce bir şeyler yaptım. Kurutmak için biberlerimi dizdim, kahvaltılık sos yaptım ki tarifimi inşallah en kısa zamanda sizlerle paylaşacağım, dondurucuya taze fasulye ve közlenmiş kırmızı biber koydum bir dee şimdi sizlerle paylaşacağım turşuyu hazırladım. :) Nasıl iyi çalışmışım değil mi?? Allah yemeyi nasip etsin sağlıkla hepimize inşallah. Bu turşuyu biz çok severiz. Acı da olunca inanılmaz iştah açıyor gerçi buna pek ihtiyacımız yok ama:) Her öğüne yakışır. İsterseniz kahvaltıya isterseniz 5 çayına isterseniz akşam yemek yanına. Bilenleriniz mutlaka vardır. Ama bilmiyorsanız denemenizi tavsiye ederim.. Hazırlıklar devam ediyor bende fırsat buldukça sizlerle paylaşıcam. Şimdi geçelim turşunun tarifine. Mutlu kalın...

Malzemeler:

Tatlı biber
Kırmızı kapya biber
Kıl acı biber
4-5 diş sarımsak (1 kavanoz için)
1 fincan sirke (1 kavanoz için)
1 fincan zeytinyağ (1 kavanoz için)
1 tatlı kaşığı tuz (1 kavanoz için)

Hazırlanışı:

İlk defa malzeme listesinde ölçü vermeden malzeme belirttim :) Çünkü ölçmedim :) Biberleri doğradım ve aşağıdaki görselde gördüğünüz kavanozlara doldurdum.
İlk olarak biberleri yıkayıp, tatlı olanların çekirdeklerini ayıklayıp aşağıdaki resimlerdeki gibi lokmalık  doğruyoruz.




Sarımsakları da soyup ince ince dilimliyoruz.
Kavanozun dibine ilk olarak biraz sarımsak sonra biraz tatlı biraz acı biber ve sarımsak olarak kavanozu dolduruyoruz. Dolan kavanoza 1 tatlı kaşığı tuz, 1 fincan sirke ve 1 fincan da zeytinyağ koyup kapağını sıkıca kapatıyoruz. Turşumuzun kurulumu bu kadar. 2-3 gün kavanozu ters ve düz çevirerek içindeki sıvının tüm biberlere işlemesini sağlıyoruz. Bu sürenin sonunda serin bir yere kaldırıyoruz. 15 gün sonra da tüketebiliriz. Afiyet olsun...


Püf Noktası:

Bu verdiğim sirke, zeytinyağ ve tuz ölçüleri  yukarıda gördüğünüz kavanozlardan bir tanesi için yeterli olacak ölçüler. 

Bu turşu acı güzel oluyor ama isterseniz sadece tatlı biberle de yapabilirsiniz. Bir de kullandığınız yağ zeytinyağ olursa daha iyi olur çünkü bu turşunun suyuna ekmek banıldığında tadına doyulmuyor kış aylarında sıcak tarhana çorbasının yanında :)

14 Ağustos 2014 Perşembe

Portakallı İrmik Helvası


İrmik helvası sadece kandillerde mi yapılır?? Bizim evde hayır :) Eşim çok sever. Ben de canımız çektikçe yaparım. Bu defa biraz farklı olsun dedim, portakal suyu ve portakal kabuğu rendesi ekledim. Daha hafif oldu. Lezzette gayet güzel olunca sizlerle de paylaşayım dedim Belki denemek istersiniz. Diğer irmikli tatlılarım için buraya, buraya vee buraya bakabilirsiniz ... :) Şimdi geçelim tarifimize....

Malzemeler:

2 su bardağı irmik
2 su bardağı toz şeker (yarım bardak artırılabilir, portakalın tadına ve damak zevkinize göre)
2 portakal (1 tanesinin kabuğu rendelenecek, her ikisi de sıkılacak)
2,5 su bardağı su (portakal suyunun miktarına göre artabilir veya azalabilir)
1 çay bardağı sıvı yağ
1 yemek kaşığı tereyağ (margarin de olabilir, ben teremyağ gurme de kullanıyorum tereyağlı gibi oluyor )
1 çay kaşığı tarçın

Hazırlanışı:

Genişçe bir pilav tenceresine sıvı yağ ve irmiği alalım. Rengi tatlı bir kahverengine dönene kadar kavurmaya başlayalım. Bu arada sıktığımız iki portakalın suyunu ve suyu bir tencereye alalım (şerbet için 4 bardak su gerekli; benim sıktığım portakallardan 1,5 su bardağı su çıktı 4 bardağa suyla tamamladım). Şekeri ekleyelim ve ocağa koyalım. Şeker eriyene kadar arada karıştırarak ısıtalım, kaynatmayalım. Rengi değişen irmiğe son aşamada 1 yemek kaşığı tereyağını ve rendelenmiş portakal kabuklarını ekleyelim. Tereyağ eridiğinde hazırladığımız şerbeti irmiğe döküp karıştıralım. Ocağın altı kısık, tencerenin kapağı kapalı olarak suyunu çekmesi için bırakalım. Suyunu tamamen çekince; 1 çay kaşığı tarçın serpelim ve karıştıralım, demlenmesi için bir kenara alalım. 15 dakika kadar demlenen helvamızı servis edebiliriz, afiyet olsun....


Püf Noktası:

Portakal suyu kullandığımız için şeker oranında farklılık olabilir. Portakal suyu tatlı ise 2 bardak şeker yeterli gelecektir. Biraz mayhoş ise 2,5 bardak şeker kullanmanızı öneririm.

Ben servis için; sıktığım portakalların kabuklarını kullandım. Portakalları sıktıktan sonra; iç kısımlarını güzelce temizledim. İçlerine helvayı doldurdum ve kabuğunun rendesiyle süsledim.. Belki size de fikir olur...

Bu ölçüler biraz fazla, yarıya düşürüp yapabilirsiniz..

11 Ağustos 2014 Pazartesi

Haşlama Turşu (Yaz Turşusu)


Nasıl severim anlatamam size :) Ramazan içinde memleketime Denizli' ye gittim. İnanın yaklaştıkça tadı damağıma geldi :) Çok sık yapılır bizim evde. Yanında da olmazsa olmazıdır benim için bulgur pilavı :) Turşuyu çok seven birisi olarak yaz aylarında vazgeçilmezimdir yani kısacası. Eğer bu güzel turşuyu bilmiyorsanız mutlaka denemelisiniz diyorum ve tarifime geçiyorum...

Malzemeler:

3 tane uzun patlıcan (alaca soyulup, parmak parmak kesilecek)
2 tane salatalık (parmak parmak kesilmiş)
10 tane sivri biber (acı olursa daha lezzetli olur, diğerleriyle aynı boyutta kesilecek)
1 baş sarımsak (rendelenmiş)
1 tatlı kaşığı limon tuzu
1,5 litre su
tuz

Hazırlanışı:

Doğranmış sebzeleri ve suyu büyükçe bir tencereye alalım. Orta ateşte pişmeye bırakalım.


Yumuşamaya başladıklarında tuzunu, sarımsağını ve limon tuzunu ekleyelim. Sebzeler dağılmadan 5 dakika kadar daha pişirip ocaktan alalım. Oda sıcaklığına geldiğinde turşuyu bir kaba aktarıp buzdolabına kaldıralım. Soğuduğunda da yemeklerimizin yanında servis edelim :) Afiyet olsun...


Püf Noktası:

Tuz ve limon tuzu oranını damak tadınıza göre artırabilirsiniz. Şayet bu ölçü fazla gelirse de ocaktan almadan bir miktar daha su ilave edebilirsiniz.

Bu turşu bizim evde goruk (yada koruk yada olmamış üzüm) ekşisi ile yapılırdı. Asıl makbul olanı da odur daha bir lezzetli olur. Tabii ben burda bulamadığım için limon tuzu ile yaptım. Şayet imkanınız olurda bulursanız mutlaka deneyin.

                                  resim alıntıdır.

Yukarıda bahsetmiştim ya bana göre bu turşunun en güzel arkadaşı bol domatesli bulgur pilavıdır diye:) Pilavın tarifine de buradan ulaşabilirsiniz...




10 Ağustos 2014 Pazar

Patates Salatası


Çay saatlerinin en sevilen salatalarından birisidir. Ben de çok severim sıkça da yaparım. Diğer tüm soğuk salatalar gibi malzeme listesinin ucu açıktır aslında. Yani siz istediğiniz gibi yapar yorumlarsınız. Damak zevkinize göre malzemelerini çeşitlendirebilirsiniz. Lafı uzatmadan hemen geçiyorum malzeme listesine...

Malzemeler:

5-6 tane orta boy patates (haşlanıp, iri küpler halinde doğranacak)
Yarım demet roka (ince kıyılmış)
Yarım demet dereotu (ince kıyılmış)
Çeyrek demet maydanoz (ince kıyılmış)
2-3 sap taze soğan (ince kıyılmış)
1 tane orta boy havuç (rendelenmiş)
1 tane kapya biber (küçük doğranmış)

Sos Malzemeleri:

1 limon suyu
1 yemek kaşığı nar ekşisi (isteğe bağlı)
zeytinyağ (yeteri kadar)
tuz, karabiber
1 çay kaşığı sumak

Hazırlanışı:

Tüm malzemeleri genişçe bir kapta harmanlıyoruz. Sos için gereken malzemeleri de ayrı bir kapta karıştırıp diğer malzemelerle karıştırıyoruz ve servis tabağına alıp servis ediyoruz. Afiyet olsun..


Püf Noktası:

Patatesi kabuklarıyla haşlayıp kullanmanın doğru olduğunu duymuştum ama ben genellikle soyup doğrayıp haşlarım. Bana daha kolay geliyor ayrıca bu şekilde istediğim kıvamı daha iyi ayarlıyorum.

Salatanızı hazırlarken patateslerin ezilmemesi için mümkün olduğunca dikkatli karıştırmanızı öneririm. Aksi halde patatesler ezilir ve görüntüsü hoş olmaz.

Taze soğan yerine kırmızı kuru soğanı piyaz doğrayarak da kullanabilirsiniz. Soğanları doğradıktan sonra tuzla ovup sudan geçirerek.

Malzeme listesinde yazmadım çünkü elimde olmadığı için kullanamamıştım ama olduğunda mutlaka eklediğim bir malzeme de kornişon turşudur. Çok yakışır lezzet verir. Tavsiye ederim..

8 Ağustos 2014 Cuma

Patlıcan Söğürme (Patlıcan Közleme-Yöresel)


Merak ediyorum, patlıcanla yapılan kaç yemek var acaba. Araştırdım biraz ama tam bir sayı elde edemedim. Bir sebze hem kendi başlı başına çok lezzetli olup hem de ete en çok yakışan sebze olunca yemek alternatifi de oldukça çok oluyor. Ehh bir de işin tatlı kısmı var tabii :) Bu gün sizlere anlatacağım yemek yine çocukluğumdan damağımda kalan bir lezzet. Belki de patlıcanı sevmeme sebep olan yemek. Aslında yemek demek ne kadar doğru bilemedim. Evet bizim evde yemek olarak pişerdi ama meze olarak da tüketildiği oluyor. Biraz araştırdım ''Söğürme'' yi. Sanıyordum ki Ege' ye ait bir yemek :) Meğer Güneydoğu' da da sık yapılan yöresel bir yemekmiş. Hatta kıymalı olarak da yapılıyormuş. Bir gün de o şekilde denemeli.. Bilenleriniz vardır bu güzel lezzeti mutlaka, bilmeyenlere de şiddetle tavsiye ederim denemelerini. Beğeneceğinizi düşünüyorum vee hemen geçiyorum tarifime...

Malzemeler:

1 kilo bostan patlıcan (közlemelik patlıcan)
2 tane kırmızı kapya biber
1 tane orta boy kuru soğan (yemeklik veya piyaz doğranmış)
2 tane yeşil biber (yemeklik doğranmış)
2 diş sarımsak (ezilip, küçük doğranmış)
1 kahve fincanı zeytinyağ (istenirse artırılabilir)
tuz, karabiber
Bir tutam ince kıyılmış maydanoz
Yarım limon suyu

Hazırlanışı:

İlk olarak patlıcanlar ve kırmızı biberler közlenir. Bu işlemi ben közmatik diye bilinen mutfak gereciyle ocak üzerinde yapıyorum. Çok güzel sonuç veriyor. Siz isterseniz fırında yada imkanınız varsa ki en güzeli olur; ateş yakıp közde yapabilirsiniz. Patlıcan ve biberleri közledikten sonra bekletmeden soyalım ve küçük küçük doğrayalım, üzerlerine yarım limon suyu sıkalım.
Piyaz yada yemeklik doğradığımız soğanı ve sarımsağı zeytinyağ ile birlikte bir tavaya alalım. Soğanlar hafif yumuşayınca biberleri de ekleyelim. Biberler de solmaya başladığında közlediğimiz patlıcan ve kırmızı biberleri ekleyip harmanlayalım. 5 dakika kadar orta ateşte çevirdikten tuzunu ve karabiberini de ekleyip ocaktan alalım. 
Servis tabağına alıp, ince kıyılmış maydanozla süsleyip servis edelim. Afiyet olsun...



Püf Noktası:

Patlıcan közlediğinizde mutlaka bekletmeden soyun. Patlıcanlar bekledikçe kararır. Soyduğunuz patlıcanlara limon suyu sıkalım ve bu şekilde bekletelim..



3 Ağustos 2014 Pazar

Tuzda Balık (Tuzda Levrek)


Mutlu pazarlar canlar.. Nasılsınız?? Bu gün sizlere çok lezzetli bir tarifim var. Çok uzun zamandır yapmak istediğim ama bir türlü cesaret edemediğim bir pişirme şekli tuzda balık.. Balığı çok sevdiğimi daha önce de söylemiştim sizlere :) Eşim hobi olarak olta balıkçılığı yapıyor. Ehh bazen de böyle güzel balıklar tutuyor. Balık bu kadar büyük olunca aklıma düştü. Pullarıyla bırakıp koymuştuk dondurucuya. Bana nihayet beklediğim cesaret dün geldi :) Yiyenler mutlaka bana hak verecektir, gerçekten başka bir lezzetli oldu. Tereddütüm ev ortamında olur mu acaba diye idi. Valla oldu:) Düşünen herkese tavsiye ederim. Hiç de göründüğü gibi zor bir iş değilmiş. Zaten lezzetine de değer :) Evet şimdi geçelim tarifimize. Tekrardan herkese mutlu ve bol keyifli pazarlar diliyorum...

Malzemeler:

2 kiloluk levrek (tuzda balık için 1 kilo ve üzeri balık kullanılmalı, levrek, somon, çipura gibi balıklar)


3 tane yumurta akı
Yarım su bardağı su
9 su bardağı kaba tuz (turşu kurduğumuz tuzdan)
Karabiber
3-4 tane defne yaprağı
Dilimlenmiş limon

Hazırlanışı:

Balığı isterseniz siz temizleyin yada balıkçınıza temizletin ama mutlaka pullarıyla bırakın. 
Tuz harcı için tuzu, yumurta aklarını ve suyu bir kaba alın ve yoğurun. Macun gibi bir kıvam alacaktır (yumurtanın büyüklüğüne göre tuz miktarını artırabilirsiniz). 


Balığı pişireceğiniz fırın tepsisini folyo ile tamamen kaplayın. 
Balığın iç kısmına karabiber ekip, limon dilimlerini ve defne yapraklarını sıralayıp pişmeye hazır hale getirin. Hazırladığınız tuzlu bulamacın yarısından azını balık boyunda tepsiye yayın yani balık için bir yatak hazırlayın.


Balığı hazırladığınız tuzun üzerine yerleştirin. İç kısımlarına tuz kaçmaması için; göğüs kısımlarını birleştirin. Kalan tuzla balığın her yerini kapatacak şekilde; balığı kaplıyoruz. Kalın bir tabaka halinde. 
Hazır olan balığımızı önceden 200 derecede ısıtılmış fırında 1 saat kadar pişmeye bırakıyoruz.


1 saatin sonunda balığı fırından çıkartıyoruz. 


Tuz katmanını küçük bir çekiç ve sivri uçlu bir bıçak yardımıyla kenarlarından  düzgünce kırıyoruz. Üstte kalan kısmı kaldırdığımızda balığımız ortaya çıkacaktır.


Balığın derisini bıçağın ucuyla kaldırıp ayırıyoruz. Bu işlen çok kolay olacaktır.


Artık balığı porsiyorunlayıp tabii ki en yakın arkadaşı :) roka salatasıyla servis edebilirsiniz. Afiyet olsun...


Püf Noktası:

Tuzda pişirme; bir pişirme tekniği. Dikkat edilmesi gereken en önemli nokta da pişen balığın iç kısmına tuz kaçırmamak. Ve tabii ki balığı lezzetlendirme aşamasında kesinlikle tuz eklenmemeli.

1 Ağustos 2014 Cuma

Biberli Omlet


Kahvaltının mutlulukla bir ilgisi kesin var. Güzel bir kahvaltıyla başlayan gün güzel geçiyor. Herhalde bu konuda hem fikiriz değil mi?? Hazır hafta sonu, tüm aile bir arada sofraya oturulacaksa şöyle güzel bir omlet yakışır sofralarımıza.. Bizim en sevdiğimiz kahvaltılıklardandır omlet. İçine istediğinizi koyabilirsiniz. Herşey yakışır. Mutlu hafta sonları diliyorum hepinize...

Malzemeler:

3 tane yumurta
Yarım çay bardağı süt
1 tane orta boy kırmızı biber (yemeklik doğranmış)
2 tane yeşil köy biberi (yemeklik doğranmış)
1 dal taze soğan (minik doğranmış)
3 yemek kaşığı zeytinyağ
1 tatlı kaşığı tereyağ
kaşar peyniri (küp doğranmış)
tuz ve karabiber

Hazırlanışı:

Tavaya zeytinyağ ve doğranmış biberleri alalım ve hafif yumuşayana kadar kavuralım. Yumurtaları, sütü tuz ve karabiber ilavesiyle çırpalım. Çırptığımız yumurtalara taze soğanı da ekleyelim. Kavrulan biberlere 1 tatlı kaşığı tereyağı ekleyelim. Tereyağ eridiğine yumurtalı karışımı biberlerin üzerine dökelim. Hafifçe karıştıralım ve tavanın kapağını kapatalım. Kısık ateşte pişmeye bırakalım. Omletimiz piştiğinde ocağı kapatıp üzerine doğranmış kaşar peynirlerini serpelim kapağını tekrar kapatalım. Peynirler tavanın sıcaklığıyla eridiğinde omlet servise hazır olacaktır Afiyet olsun...


Püf Noktası:

Omletinizi hazırlarken siz damak zevkinize göre içine istediğiniz farklı sebzeleri veya sucuk sosis gibi şarküterileri ekleyebilirsiniz..
Diğer omlet tariflerime de buradan  ve buradan bakabilirsiniz...

Reyhan Şerbeti


Bu şerbeti yapmayan bir ben kalmıştım sanırım :) Uzun zamandır denenmeyi bekliyordu bu tarif kısmet bayram imiş :) Ama iyi ki yapmışım diyorum. Sayfasını keyifle takip ettiğim Pembe Kekik sayesinde öğrendiğim bu miss kokulu şerbeti bence herkes denemeli. Sıcak yaz günlerinde hem serin hem de ferah bir içecek. Pembe Kekik' e güzel paylaşımı için tekrar teşekkür ediyorum ve sayfasını ziyaret etmenizi tavsiye ediyorum. Şimdi buyrun geçelim şerbetimizin tarifine...

Malzemeler:

1 demet mor reyhan
1 litre sıcak su
1 limon suyu (istenirse kabuğu da rendelenebilir)
3 tane limon tuzu
6 yemek kaşığı toz şeker

Hazırlanışı:

Reyhan oftalarını güzelce yıkayalım ve yapraklarına ayıralım. Reyhan yapraklarını kapaklı bir sürahiye koyalım. Üzerine limon suyu, limon tuzu ve şekeri koyalım. Sürahiye 1 litre sıcak suyu da ekleyip şeker eriyene kadar karıştıralım.Soğuması için bir kenara alalım.


Soğuyan şerbeti ince bir süzgeçten süzelim ve soğuması için buzdolabına kaldıralım.
İyice soğuyan şerbetimiz servise hazır. Afiyet  olsun...


Püf Noktası:

Ben şerbetimi hazırlarken limon kabuğu rendesi kullanmadım. Bu sebeple ince bir süzgüden süzmek berraklığı için yeterli oldu. Siz isterseniz süzgünün üzerine temiz bir tülbent koyarak süzebilirsizniz.

Şeker oranı az gelirse artırabilir, çok gelirse bir miktar daha su ekleyebilirsiniz.
Şerbetinizi buz veya soda ile tüketmenizi tavsiye ederim.


Bir de son olarak reyhanın birkaç faydasından bahsetmek istiyorum sizlere.. Reyhan otu; antioksidan özelliği sayesinde kanserden korunmada faydalıdır. Mide ve bağırsaklardaki şişkinlik ve gaz şikayetlerinde rahatlama sağlar. Antioksidan ve uçucu yağlar içerdiği için bağışıklık sistemini güçlendirir. Yaprakları çiğnendiğinde ağız içindeki yaraları iyileştirdiği gözlenmiştir.

Erik suyu tarifim için buraya bakabilirsiniz...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İzleyiciler

 

Pınarla Doydum Template by Ipietoon Cute Blog Design